22 Ocak 2014 Çarşamba

Yukarısı çirkin, yukarısı hain...

Erkin Koray'ın "Hayat Katarı"ndaki gibi söylenmeli, başlıktaki laf. "Biliyorum ilerisi uçurum / Fakat sen yürü yavrum / Gerisi beter, gerisi malum / Gerisi beter, gerisi malum"daki gibi yani.

Ankara'nın şimdi emekli eski emniyet müdürü Cevdet Saral, A-Haber televizyonunun "60 Dakika" programında Mehmet Ali Önel'in konuğuydu (21 Ocak akşamı). Hükümet takımının ileri üçlüsünde yeralan A-HBR, 1999'da patlayan "Telekulak Skandalı"nın baş kahramanına mikrofonu vermişti, çünkü eski hasım şimdi müttefik sayılıyordu, daha geçen gün de YeniŞafak'taydı.

"Telekulak Skandalı", Ankara Emniyeti'nde bir grubun, gizli bir iç örgütlenme oluşturarak, aklınıza gelecek kim varsa (başbakan, genelkurmay başkanı, siyasetçiler, gazeteciler... dokuz yüz kişiden fazlaydı) dinlediği, olayın ortaya çıkması üzerine dönemin içişleri bakanı tarafından, başta emniyet müdürü Saral, şube müdürleri, şunlar bunlar, birçok kişinin görevden alındığı, bilahare yargılandığı, fakat nedense pek kimsenin mahkum olmadığı, Türk usûlü skandallardan biriydi. Olayın kahramanı Saral'ın şimdi önce YeniŞafak'ta, ardından A-Haber'de konuşturulmasıysa, kendisinin o vakit Emniyet'teki "Fethullah'çı örgütlenme"ye dair rapor hazırlamış olmasından ötürü. Hattâ A-Haber'de kendisini "paralel devlet hakkında ilk raporu hazırlayan adam" diye sundular.

Ancak, hükümet tarafının akıncı beylerinden Mustafa Karaalioğlu'na bakılırsa, bu raporun fazla ciddiye alınmaması gerekiyordu. Zira Karaalioğlu, 1999 Haziran'ında YeniŞafak'ta şöyle demişti: "Ankara Emniyeti köşeye sıkışmıştı. Dün, son bir gayretle Fethullah Gülen hakkında bir raporu Cumhuriyet gazetesine vererek mevzi kazanmaya çalıştı. Ama, içinde telefon dinleme yoluyla elde edilmiş bilgilere rastlanmayan bu raporun da gelişigüzel ve son anda kaleme alındığı gözlerden kaçmıyordu. İşte, bu tutarsızlıklar Saral ve ekibinin sonunu getirirken..."

Hay Allah! Ne yazdığına dikkat edeceksin. İşte, bu tutarsızlıklar kalıyor biryerlerde, ayaklara dolanıyor. Şimdi Saral, "paralel devlet hakkında ilk raporu yazan adam" mıdır, yoksa yasadışı dinleme faaliyetleri yüzünden köşeye sıkışınca "Fethullahçıları izliyordum" ayağına yatmış birisi mi?

A-Haber'in programında eski Ankara Emniyet Müdürü bir ara şöyle dedi: "Devletin yukarısı çok çirkindir, Mehmet Ali Bey... Çark orada çok hain çalışır."

Demek içeriden de öyle gözüküyor. İlginç aslında. Fakat keşke sırf "devletin yukarısı" böyle olsa. Herhangi bir şeyin "yukarısı"na çıkılınca illâ bu kadar çirkin olunması mı gerekiyor?