6 Temmuz 2015 Pazartesi

Ne güzel komşumuzdun sen Devlet Bey...

Radikal, 02.07.2015

Hay Allah, muhayyel muhalefet ittifakının çelik halkası, müstakbel aydınlık, demokratik Türkiye'nin başlıca güvencesi Milliyetçi Hareket Partisi nasıl da demokrasi mücadelesine ihanet etti! O Devlet Bahçeli yok mu Devlet Bahçeli! Nasıl da AKP yancılığı yaptı! Halbuki halkımız MHP'den neler bekliyordu!..

Bildiğin Başbuğ (Führer) önderliğinde, devletin en karanlık ve kıyıcı derin hücreleriyle koordinasyon içerisinde örgütlenmiş bir parti olabilir, ne var? Memleketin çeşitli yerlerine kurulan komando kamplarında profesyonel dövüşçüler, katiller yetiştirilmiş, bunlar partinin saflarında ortalığa salınmış olabilir, sorun mu? Sokaklarda binlerce insan öldürmüş, Anadolu şehirlerinde Alevî katliamları tertiplemiş olabilirler, sakıncası mı var?

Yok. Niye? Çünkü Devlet Bahçeli onları sokağa salmıyor, bizi öldürtmüyor. Aferin! Kendilerini tebrik ediyoruz. Hakikaten, 1980 sonrasında şöyle ağız tadıyla bir elli-yüz kişi öldürdükleri katliam yok. (Bugün bir yıldönümünde daha kurbanlarımızı andığımız Sivas Katliamı doğrudan onların eseri değildi; muhtemelen büyük ölçüde, Sivas esas olarak BBP'li olduğu için.)

Yani MHP'den hiç beklemezdim doğrusu! Bak, görüyor musun, AKP'ye yancı çıktılar. Halbuki...

Sayısız linç girişimi var. Sayısız saldırı var. Memleketin neresinde bir hak arayışına, solcumsu, Kürdümsü gözüken en ufak girişime saldırı olursa, bu partinin militanları, sempatizanları, kurt işaretleriyle oralardadırlar. Ama bizi öldürtmediği için Devlet Bey'e teşekkür ediyoruz.

Yani niye vermiyorlar ki oy? Baykal'a versinler, HDP vermemiş gibi yapsın, MHP de şey yapsın, sonra Devlet Bey desin ki...

Kırk bin cana malolan Kürt meselesinin bunca alevlenmesinde MHP'lilerin katkısı, rolü büyüktür. Kürt illerinde bin türlü vahşet yapan ve insanları daha kararlı şekilde isyana sürükleyen polis Özel Tim'i ilk kurulurken neden özel olarak sarkık bıyıklı Ülkücü polisleri seçtiler? Bu devlet Osmanlı'nın devamı; birilerini bir iş için özel olarak seçiyorsa bildiği vardır, değil mi? Neden? Şehit cenazeleri nasıl devlet-MHP işbirliğiyle faşizan bir seferberliğin araçları haline getirildi, hatırlamıyor musunuz, yaşı elverenler? MHP yıllarca nereden, neyle beslendi bu ülkede?

Çok teessüf ediyorum! Çok! MHP bizden değil miydi? Hani kurt işaretiyle şey işareti beraber şey yapılmıyor muydu?

Türkiye'de demokrasi ve çoğulculuğun yeşermesini engelleyen, herhangi bir yerden filizlendiğinde hemen oraya seğirterek üstünde tepinen, sadece devlet değildir. Zamanında, devletin gerekirse kullanabileceği “sokak gücü” olarak örgütlenmiş Başbuğ partisi ve onun yarattığı ideolojik ortam, bütünüyle devletin hizmetinde, ırkçı-milliyetçi cendereye bizzat toplumdan destek ve destekçi sağlamanın aracı olarak görev yapmıştır. MHP, devletçe tanınmış resmî düşünme-eyleme sınırının dışına çıkılmasını sadece tepeden, resmî araçlarla engellemenin mümkün olmayacağını görmüş bir devletin, toplumun bünyesine soktuğu bir ajandır. Kazandığı her taraftar, her seçmen, devletin toplumdan aparttığı bir iradedir.
Fakat Devlet Bey de niye böyle yaptı? Niye Meclis başkanlığını AKP'ye teslim etti? Hiç mi bizi düşünmüyor? Görüyor musunuz ama!.. Korkarım koalisyon da yapar!..

MHP, “Dokuz Işık” diye bir doktrin üzerinde oluşturulmuş Türk faşist hareketinin hâlihazırdaki yasal partisidir. Türk olmayan herhangi bir şeye dair, soğukluk, mesafe falan da değil, düpedüz nefreti yeniden üreten kurumlardan biridir. Kürt nefreti, bu camiaya özgü sayısız nefretin önde gelenidir. MHP'yi besleyen, ayakta tutan, ona yakıt olan malzeme, bütün faşist partilerde olduğu üzre, nefrettir.

Hani MHP CHP ile anlaşacak, MHP-CHP-HDP koalisyonu kurulacaktı? Niye kurmuyorlar? Devlet Bahçeli meğer kötü adam mıymış?

Şunu anlayışla karşılamak lazım, evet: Nüfusumuzun büyük bölümü genç ve MHP'nin ne olduğunu aslında bilmiyorlar. İkinci olarak, “faşist” nedir, ne değildir, bu konuda muazzam bir kafa karışıklığı var. Faşizm hâlâ, baskı, acımasızlık, öldürme, polis şiddeti vs.'den ibaret sanılıyor. Oysa faşizm bir devlet-toplum ilişkisi, bir toplum örgütlenmesi ve iç tutarlılığı olan bir ideoloji. Türkiye'de bunun fabrikası MHP'dir. Fakat toplumumuzda ortalama kafa yapısı zaten faşizan olduğundan, hem faşizmin varlığı, kimliği, adresi konusunda şaşkınlık hüküm sürüyor, teşhisler karışıyor hem de MHP o kadar mühim bir mesele olarak görülmüyor.

Ama nasıl olur? Biz kazanmamış mıydık? MHP de bizden değil miydi?

MHP'nin Kürt nefreti ve düşmanlığı, “Türk”e biçtiği ezelî-ebedî hakim konumu ve bunun toplumda azımsanmayacak ölçüde kabul görmesi, bugün yaşadığımız sıkıntıların birçoğunun aslî sebeplerinden. AKP ile klasik devletin ırkçı-milliyetçi elemanları Kürtlere saldırarak savaş ortamı yaratma ve böylece bir iktidarı sürdürme veya yeniden şekillendirme peşindeyseler, başlıca operasyonel araçları -müttefikleri de değil, araçları- MHP olacak. MHP onlara bol bol sokak gücü, genç eleman, toplumsal destek sağlar. Çin'i protesto edeceğiz diye İstanbul'daki Çin lokantasının zavallı Uygur Türkü aşçısını döven gözü dönmüş faşistlerin, devlet koruması ve teşviki altında Kürtlerin üzerine saldırtıldığı bir ortamı gözünüzün önüne getirebiliyor musunuz? Henüz geçen hafta, Ülkü Ocakları'nın “Sokağa çıkıp Ermeni mi avlayalım?” açıklaması yaptığı ve kendisine kimsenin dokunmadığı bir memleketteyiz, haberiniz var mı? Yoksa bu haber, o esnada koalisyon pazarlıklarıyla meşgul olan sizi pek ilgilendirmemiş miydi?

Tamam ama MHP nasıl olur da AKP'ye destek verir?! AKP'ye destek vermesi olacak iş mi?..

Türkiye'nin gerçek fay hatlarını ufak-büyük, şu veya bu iktidar ve etkinlik hesabı uğruna gizleyen, hakiki saflaşmaların oluşmasına meydan vermeyip zihinleri bulandıran, insanlardan geçmişin bilgisini saklayarak bugünün hayatını istediği hatta oturtmaya çalışan herkesin başına en istemediği şey neyse o gelsin. Geçmişi, icraatı, yeniden ürettiği ırkçı kültür-ideoloji ve cehalet için, potansiyel savaşa kurban taşıyacağı için ve düpedüz faşist olduğu için değil, “AKP'ye yanaştı” diye MHP'ye kızmak!.. Ona sanki hak-adalet ve demokrasi mücadelesine ihanet etmiş muamelesi yapmak, âdetâ kırılmak!.. Bu da patolojik halimizin bir başka görüntüsü. Yahu bu yıllarca her türlü hak-adalet mücadelesine devletin saldırttığı faşist mangalarının partisi! Bırakın solcuları, Kürtleri, grev yapan gariban işçinin üzerine de Ülkücüleri saldırttılar yıllarca. Neden bahsediyorsunuz?

Yoksa meseleniz Kürtlerin ve işçilerin üzerine saldırılması değil başka şey mi?

MHP'nin demokrasi saflarında bir müttefik sanılmasına yolaçan vahim patolojik hal üzerinde, sanmıyorum ama, umarım durulur. Ve umarım bu konudaki hakikati anlamamız için de ilaveten bir savaş dönemi, yeni kurbanlar, yeni acılar gerekmez.