31 Ağustos 2016 Çarşamba

İD'in iki numarası öldürüldü

[ GÜNCELLEME / 31 AĞUSTOS / 15:25 ] Rusya Savunma Bakanlığı, el-Adnani'yi Rus jetlerinin öldürdüğünü açıkladı. Bakanlık, 29 Ağustos günü Su-34'lerin Maarat-um-Huş yöresini hedef alan bir bombardıman yaptıklarını, el-Adnani'nin bu bombardıman sonucu can veren kırk kadar İD militanı arasında bulunduğunu ileri sürdü Böylece hem ABD hem Rusya el-Adnani'yi öldürdüğünü iddia ediyor.

“İslâm Devleti” örgütünün hem sözcüsü hem de iç-dış istihbarat-operasyon birimi Emniyet’in şefi Ebu Muhammed el-Adnani öldürüldü. İD, resmî ajansı Amak aracılığıyla el-Adnani’nin öldüğünü resmen duyurdu. (Geceyarısına kadar toparlayabildiklerimi sunuyorum.)

Ebu Muhammed el-Adnani el-Şami, asıl adıyla Taha Suphi Falaha, İdlib doğumlu, yani Suriye’den gelme. Esas olarak Iraklılarca yönetilen İD’de en üst düzeydeki Suriyeli. 2002’den bu yana cihatçı. Amerikan işgali sırasında Irak’a geçmiş. Tâ Ebu Musab el-Zerkavi zamanından beri işin içinde. Bizzat Zerkavi’ye biat etmişliği ve onunla birlikte savaşmışlığı, adına ve kişiliğine cihatçılar âleminde simgesel bir nitelik kazandırdı. İlaveten, bugünün genç cihatçısının gözünde, 2014 Haziran'ında halifeliğin yeniden kuruluşunu ("İslâm Devleti"ni!), dolayısıyla Sykes-Picot Antlaşması'yla çizilen sınırların ortadan kalktığını dünyaya ilan eden sesin sahibidir.


Cihatçı örgütleri inceleyen ve yakından izleyen Fransız araştırmacı Romain Caillet, el-Adnani'nin karizmasının ve etkili konuşmalarının, özellikle IŞİD'in El-Kaide'den kopuşu sırasında pek çok militanın o tarafa değil bu tarafa meyletmesinde etkili olduğunu ileri sürüyor. Caillet, örgütün "halkla ilişkiler"inde el-Bağdadi ile el-Adnani arasında bir tür işbölümü olduğuna, "halife"nin daha yumuşak ve bağışlayıcı tavırlar takınmasına karşılık el-Adnani'nin örgütün "sert adam"ı rolü oynadığına dikkat çekiyor.

El-Adnani İD’in resmî sözcüsü olmasının yanısıra, istihbarat ve operasyon birimlerinin bağlı olduğu Emniyet teşkilatının da başındaydı. Dolayısıyla, dış operasyonlardan, yani örgütün Avrupa’daki, Türkiye’deki eylemlerinden de en üst düzeyde sorumlu olan kişiydi. Dünyanın çeşitli yerlerindeki cihatçılara “ille bizimle irtibat kurmayı, onay almayı beklemeyin, kendi eylemlerinizi yapın, dünyayı kâfirlere dar edin” diye seslenmiş, bunun üzerine pek çok yerde bireysel eylemler, katliamlar yapılmıştı.


El-Adnani’nin öldürülüşüne ilişkin ayrıntılar henüz ortaya çıkmış değil. Ancak kendisinin “Halep vilayetinde” öldürüldüğü kesin. Bunu bizzat örgüt açıkladı. İddialar, el-Adnani’nin bir hava saldırısında öldürüldüğünde yoğunlaşıyor. Bir versiyon da, silahlı insansız hava aracıyla vurulmuş olması. ABD’li yetkililer de, el-Adnani’nin adını anmamakla birlikte, bir hava operasyonu yaptıklarını ve hedefi vurduklarını açıkladılar. [ GÜNCELLEME / ABD daha sonra el-Adnani'nin de adının geçtiği bir ikinci açıklama yaptı. Buna göre, bir İHA operasyonu sözkonusu. El-Bab şehir merkezinin 6 km kuzeyinde El-Adnani'yi öldüren, İHA'dan atılan bir Hellfire roketi. ] Saldırıda can veren beş korumasıyla birlikte gelirken el-Adnani’yi takip etmiş de olabilirler. Ancak fail adayı yalnız Amerikalılar değil. Orayı vurmuş olabilecekler arasında uçaklarıyla Rusya ve Suriye, başka türlü silahlarla YPG, SDG, ÖSO veya İD ile savaş halindeki başka gruplar var. Hattâ kimileri, Türkiye'nin bile, el-Bab'a yönelecek harekât öncesi bu tarz bir işe kalkışmış olabileceğine ihtimal veriyor.

Çünkü saldırı ilk andaki iddialara göre, el-Bab’a yapıldı! Yani şu anda Türk ordusu destekli ÖSO gruplarının kuzeydoğudan gelerek İD’le çarpışa çarpışa ilerleyip alacağı söylenen, YPG ağırlıklı Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kuzeybatıdan yine İD’le çarpışarak almaya çalışması beklenen şu stratejik ufak şehir. İD’in, Cerablus yakınındaki savaşçılarını çektiği, yığınak yaptığı yer.

El-Adnani’nin savaşçılara moral vermek, onların maneviyatını yükseltmek için cephede bulunduğunu İD kabul ediyor. Rakka’dan özel olarak bu iş için geldiği söyleniyor. Bu “cephe”den kastın el-Bab olması kuvvetle muhtemel.

El-Adnani’ye neden “iki numara” deniyordu? Çünkü hem resmî görevleri ne olursa olsun, örgütte “halife” el-Bağdadi’den sonra sözü geçen en önemli adam olarak kabul ediliyor hem de halifeye bir şey olursa yerine geçecek adam gözüyle bakılıyordu kendisine. Hattâ bu amaçla, el-Adnani’nin de peygamber soyundan geldiğine ilişkin tevatürler yayılıyordu.

El-Adnani'nin ölümü, İD karşıtı cihatçı âleminde memnuniyetle karşılandı. Özellikle İD'in başlıca rakibi Şam'ın Fethi Cephesi (eski El-Nusra, yani El-Kaide'nin danışıklı dövüşle bağımsızlaşmış Suriye şubesi), bunu eğlence vesilesi haline getirdi. El-Adnani vaktiyle, kurdukları "İslâm Devleti"ne atıfla, şöyle bir dua etmişti: "Allah'ım, eğer bu devlet de Haricilerin kurduğu devletlerden biriyse, onun omurgasını kır, liderlerini öldür!" Şimdi ŞFC, bugüne kadar öldürülmüş İD liderlerinin fotoğraflarını bu dua eşliğinde yayımlayıp paylaşıp duruyor; "nitekim" havasında.