20 Mart 2017 Pazartesi

Şam'da ne oldu?

Suriye rejimi dün beklenmedik bir saldırıyla karşı karşıya kaldı. Üstelik başkent Şam’da, Eski Şehir'e iki kilometre uzaklıkta. Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ, El-Kaide), Ahrar el-Şam ve Feylak el-Rahman elemanlarından oluşan silahlı gruplar, bazı tesis ve sokakları ele geçirdiler, Suriye başkentinde telaş ve heyecana -ve ardından ordunun haşin karşılığına- sebep oldular. Hücumun bir zamandır hazırlandığı belliydi, çünkü militanlar rejimin elindeki kesimlere birtakım tünelleri kullanarak sızdılar.

[ DÜZELTME / 21 MART / 23:40 / Cihatçıların bugün Hama'da başlayan büyük "taarruz"u HTŞ önderliğinde sürüyor. Bazı ÖSO grupları ile Türkistan İslâmî Partisi de bunlara katılıyor. Fakat Ahrar el-Şam'ın katılmasını HTŞ önderliğinin kesin olarak reddettiği iddia ediliyor. Oysa Şam saldırısında böyle bir ayrılık gayrılık görülmemişti. Ancak Ahrar'cıların videolarını gördük, ilk intihar eylemcilerini de HTŞ kamuoyuna "takdim etti". Hama'daki vaziyet -doğruysa- yeni bir cihatçılar arası diplomatik soruna işaret ediyor olabilir. Başka haberlere göre de Ahrar, başka birçok örgütle birlikte Hama saldırısına katılıyor. ]

Saldırıların ilk aşamasında Şam’ın doğusunda meydana gelen iki büyük patlama, intihar saldırılarının sonucuydu. Bunları yapan eylemcilerin kimlikleri ve fotoğrafları, HTŞ tarafından yayımlandı. Eylemcilerden biri Suudi vatandaşı. Yani işin siyasî yönü şöyle özetlenebilir: Türk Silahlı Kuvvetleri ile birlikte Fırat Kalkanı Harekâtı'nı yürüten aslî silahlı güç, Ahrar el-Şam, El-Kaide ile yanyana, Türkiye'nin müttefiki Rusya'nın müttefiki Suriye'nin başkentine saldırdı. Siyasî yönü bırakalım en iyisi.

Şam’ın doğusundaki El-Kabun semtinde bulunan silahlı gruplar uzun süredir ordunun kuşatması altındaydı. Ordunun elindeki dar alanın hemen güneyinde, yine silahlı grupların denetimindeki Cuber semti yeralıyor. Silahlı gruplar, aradaki şeridi yararak bölgelerini birleştirmeyi hedeflediler. Bir süre için bunu sağlamış da göründüler. Ancak gecenin bastırmasından itibaren, bugün öğle sularına kadar, Suriye ordusunun kaybettiği her yeri geri aldığı duyuruldu. Silahlı örgütlerden de aksi yönde açıklama gelmedi.

Yalnız akşamüstüne doğru, muhaliflerin yeni bir saldırı başlatmakta olduklarına dair haberler dolaştı. Hedef bölgedeki kritik yapı ve tesislerin çevresinde yoğun çatışmaların olduğu ileri sürüldü. Ancak görünen manzara pek böyle değil. Daha çok, ordu silahlı grupları püskürtmüş, hava kuvvetleri de üzerlerine bomba yağdırıyor gibi.

Ayrıca dünkü bilgi kirliliği rekorundan sonra her şeye temkinli yaklaşmalıyız. Dün, haberlerin birbiriyle çelişme açısının 180 dereceden aşağı düşmemesi ve dakika başına yalan haber yoğunluğu bakımından sahiden rekorlar kırıldı.

Silahlı gruplar şehrin kuzeydoğusunda birtakım binaları ele geçirdiği sırada rejim yanlısı hesaplar, Şam’da olağandışı hiçbir şeyin olmadığına, hayatın normal akışını sürdürdüğüne ilişkin “haberler” yaydılar. Bunu, muhaliflerin yalan bombardımanı izledi: Suriye ve Rus uçakları düşürülmüş, Esad’ın sarayı vurulmuş, hattâ Esad yaralanmıştı, Şam’da birçok kritik bina top ateşinde isabet almıştı, Esad kaçıyordu, vs…

Muhaliflerin, top menzilinde kalan kayda değer binalar arasında hasar verebildikleri tarafsız kaynaklarca da kabul edilen, yalnız Rusya Büyükelçiliği oldu.
Ben bu satırları yazarken, düşürülen uçaklar furyasına Şam üzerinde uçan bir Mig-23 de katılmıştı. Dün buna benzer uyduruk haberlere göre bol bol uçak düşürüldüğü için, güvenilir-tarafsız kaynaklarca teyit edilip edilmeyeceğini beklemekten başka yapacak şey yok. (Şam'daki silahlı grupların elinde uçak düşürecek silah olmadığı söyleniyor, bu arada.)


Dünden beri iki defa el değiştiren bölgede elektrik santralı, dokuma fabrikası ve sanayi bölgesi bulunuyor. Silahlı muhaliflerin ele geçiremediği kavşak (yonca yaprağı), özellikle önemli. Otobüs garajının da el değiştirip değiştirmediği tam anlaşılamadı. Çeşitli yönlerde çatışma bölgesine pek az mesafede, rejimin elindeki kısımlarda önemli yapılar var. Kuzeyde polis akademisi, doğuda hava kuvvetleri istihbaratının binası ve batı yönünde "Panorama Müzesi" (1967 Yom Kippur İsrail-Arap Savaşı hatırasına yapılan müze) yeralıyor.


Cihatçılar, dün harekâtlarının başarıyla sürdüğünü kanıtlamak için bu yapının hayli yakın mesafeden çekilmiş fotoğraflarını paylaştılar.

Ancak bugün yayılan bilgiler ve bunların yalanlanmayışı -ve örgütlerin bugün kayda değer herhangi bir bilgi paylaşmaması- ışığında söyleyebiliriz ki, silahlı grupların dün ele geçirdiği yerleri ordunun tamamen geri almış olması kuvvetle muhtemel görünüyor.