5 Ocak 2015 Pazartesi

Pan-İslâmcı'nın Macera Kılavuzu

Birkaç ay önce, Ahmet Davutoğlu'nun baş eseri Stratejik Derinlik'i alıp okumaya koyuldum. Öncelikli derdim, anlamaktı. Ancak okudukça tuhaf bir telaşa kapıldım. Ve birşeyler yapmak gerektiğine karar verdim. Yapabileceğim, bu mevzuda derdimi filmle anlatamayacağıma göre, yazmaktı. Uzunca bir makale olur, diyerek giriştim, ortaya koskoca kitap çıktı. Adını şöyle koydum: Pan-İslâmcının Macera Kılavuzu - Davutoğlu ne diyor, bir şey diyor mu?

Yani telaşımın nedenini ancak bir kitapla anlatabildim.

Ahmet Davutoğlu, şu anda işgal ettiği makam ve siyasî pratiği bir yana, hatırı sayılır bir muhafazakâr akademisyen, yazar-çizer kesimince ilah muamelesi yapılan bir insan. Yazdığının bilimselliğinden, söylediğinin sağlamlığından, düşündüğünün derinliğinden en ufak şüphe duyulmuyor. Bu yüzden, onun şah-eserini iç (mantıksal) tutarlılığı ve yönteminin sağlamlık derecesi açısından ele almak önemliydi. Sadece bununla yetinmedim. Söylediklerinin dayanaklarını ve uzanabilecekleri yerleri de görmeye ve göstermeye çalıştım. Ayrıca, Davutoğlu dahil, dünyaya strateji penceresinden bakan ve insan hayatındaki her şeyi monolitik bir gücün (devletin) kullanabileceği araçlar olarak gören kimselerin ilham kaynaklarını da tanıtmaya çabaladım.

Hayli ağır ve çetrefilli mevzuların konu edildiği bir tartışmayı, olabildiğince rahat, sohbet havasında sürdürmeye çalıştım. Kitabımın bölüm ve arabaşlıklarından bazılarını aktarıyorum. İçerik ve tarz konusunda yeterli fikir vereceklerdir:

Derinlik sarhoşluğu - Kaos'tan Kozmos'a uzay geometrisi - Satranç taşı değil satranççı olmak - Genel görünümlü özel psikolojik meseleler - Vitrinde bir acayip formül - Selimiye ile Tac Mahal - Masallar-meseller - Sersemletici ilaç: Jeopolitik edebiyatı - Simgeselliğin doruklarında germişim yayı - TC İmparatorluğu'nun eyaletleri - Balkanlar'a müdahale hakkı - Orta Asya: Ben sizin abinizim - Batı'dan uzaklaşırken emekli korgenerale rastlamak - Hükmetmek kaderimiz - Sihirli ve tehlikeli kavram: Özgüven - Yegâne özel ülke: Türkiye - Dünya bizim oyun alanımız - Allah milletleri savaşsınlar diye yarattı - Hangi zamanda yaşıyoruz? - Tarihimiz coğrafyamız - Medeniyet diyeyim, sen din anla - Direnişin son kalesi: Osmanlı - Hakim unsurun doğal saydığı bütünlük - Pratik bir araç olarak Osmanlı - Mozayik düşünmüyoruz biz - Ortadoğu: Korumaya gitmiştik - "Pan-İslâmist mi?" tartışması - Davutoğlu'nun kaynakları ve ilham kaynakları - Haushofer ve "Lebensraum" - Mackinder ve "Dünyanın Kalbi" - Mahan ve "donanmacılık" - Spykman ve sonsuza kadar savaş...

Bu memlekette insanın yazdığına çizdiğine, söylediğine laf edemeyenler, kişiliğine hakaret eder. Davutoğlu'na besledikleri hayranlık ötesi duygular nedeniyle birilerinin üstüme çullanacağını kestirebiliyorum. Yıllardır, üstelik beklemediğim yerlerden en galiz hakaretleri işiten bir insanım, bunlardan yılmam. Ama bu saldırı-linç ortamlarının kötü tarafı, mesele her neyse onun konuşulmasını imkânsızlaştırmaları oluyor. Umarım insan harcama gayretleri, bu kitabımda anlattıklarımın tartışılmasını bütünüyle önlemez.

Kitap Birikim Yayınları'nca basıldı, 9 Ocak Cuma'dan itibaren piyasada olacak.